22 Ocak 2019 Salı

YILMAZ ÖZDİL’İN KİTABI ÜZERİNE YENİDEN: "MUSTAFA KEMAL, “ATATÜRK” OLMUŞTUR! DÜNYA DA O’NU “ATATÜRK” BİLİYOR!" Prof. Dr. Özer Ozankaya, ADD Kurucu Üyesi ve 4. Genel Başkanı

YILMAZ ÖZDİL’İN KİTABI ÜZERİNE YENİDEN:
MUSTAFA KEMAL, “ATATÜRK” OLMUŞTUR! DÜNYA DA O’NU “ATATÜRK” BİLİYOR!
Prof. Dr. Özer Ozankaya
ADD Kurucu Üyesi ve 4. Genel Başkanı

‪Sayın Yılmaz Özdil’in Atatürk üzerine kitabının, şimdi de büyükçe paralar karşılığında, demek ki belli başlı kurumlar ve büyük para sahipleri için 1881 tane özel baskısının yapılması kamuoyunda konuşuluyor.
‪Bu nedenceyle ben de sayın ÖZDİL’in kitabına yöneltmiş olduğum ve temel önemde gördüğüm iki eleştirimi değerli facebook dostlarımla bir kez daha paylaşmak istiyorum:
‪Çünkü Atatürk’ü anlatan bir kitabın asıl bu iki temel noktadan irdelenmesi gerektiği düşüncesindeyim:
‪1- Atatürk’ü anlatmayı amaçlayan bir kitap, “Atatürk” adını öne çıkarmıyorsa, bu temel bir yanlıştır.
‪Biliyoruz ki, Osmanlı asıl dayanağı olmasına karşın, Türk’ü “Kaba Türk, cahil Türk” diyerek aşağılayıp ezip geri bırakmıştı. Hristiyan dünyası da Türk’ü düşman bilip saldırı hedefi yapmıştı. Atatürk ise,bu iki saldırganı da yenip Türk ulusunu EVİNİN EFENDİSİ YAPTI. Kendi adına “TÜRK” adını katmakla da, Türk ulusuna duyduğu derin saygı ve sevgiyi dile getirip onun özgüvenini ateşlemiş, kendisine ve dünyaya O’nun gibi nice büyük kişilikler yetiştirmiş olduğunu anımsatmıştır.
‪BOP eşbaşkanı AKP yöneticilerinin de Osmanlı goygoyculuğu yapıp “TÜRK” adını ağızlarına almadıkları şu ortamda, ATATÜRK’ü anlatmak isteyen bir kitap, bu adı O’ndan esirgemekle, bilmeden, hem sömürgeci Batının, hem yeni Osmanlıcıların Türk düşmanlığına odun atmış olmaktadır.
‪Çin’e, Japonya’ya dek olaştırılacak ölçüde maddi destek gören ATATÜRK konulu bir kitabın, bu adı başlığından esirgemesi, o yüce insanın kendi adında Türk adını bilinçli olarak yüceltip tüm insanlığın saygısına ulaştırma amacına da aykırıdır kanısındayım.
2. ‪Sayın Yılmaz Özdil’in kitabının ikinci bir temel önemdeki eksiği de, Atatürk’ün başarılı uygulamasını da yaptığı DEMOKRATİK EKONOMİK DÜZEN modeline yer vermemesidir. Oysa dünyamızın bugün içinde kıvrandığı bunalım, tam da ekonomik demokrasi eksikliğinden ileri geliyor. Atatürk ise, hem kapitalizmi, hem de sosyalizmi demokrasinin temel ölçütleri açısından geride bırakan demokratik devletçilik modeliyle bir UYGARLIK TASARIMI sahibi olmuştur. SÜMERBANK, ETİBANK ... adları da, Türk adıyla dünyaya ekonomik demokrasinin başyapıt değerindeki örneklerini ortaya koymuşlardı. Atatürk, kapitalizmi eleştirirken, önce devletin ekonomiyle DOĞRUDAN ilgilenmesinin zorunluluğunu dile getiriyor, çünkü “en etkili silahtan daha etkili bir silah olan parayla, yani ekonomi ile ilgilenmeyen bir devletin, en başta gelen ulusun bağımsızlık ve özgürlüğünü sağlama görevini de yerine getiremeyeceğini belirtiyor ve kapitalizmin hangi yıkıcı zararlaryla karşılaşılacağını açıklıyordu. Bu bağlamda, kapitalizmin, “Emek sahiplerinin emeklerinin haklı karşılığını alamadığı, tekelciliğe yol açan, kamu yararının gerektirdiği mal ve hizmet üretimlerini sekteye uğratan bir düzen” olduğunu vurgulayarak reddediyordu. Atatürk sosyalizmi eleştirisine ise, “bireysel girişimin ekonomik etkinliklerin ana kaynağı olarak kalması, devletin ekonomik etkinliklerini bireylerin yerine geçecek ölçüye vardırmaması getektiğini” belirterek başlıyor ve sosyalizmi “Bir toplumu, bir bölüm insanlarının istencine zorla tutsak etmek ve cılız bağımlılıar durumunda yaşatmak” olarak niteliyor ve “doğal ve akla uygun bir düzen değildir” diyerek reddediyordu. İşte Sayın Özdil’in Atatürk’ü anlatan kitabının en temel iki yanlış ve eksiği kanımca bunlardır. Asıl bu bedenlerle eleştirilmeli ve düzeltilip tamamlanması istenmelidir.
Lutfen Bakınız: Özer Ozankaya, Cumhuriyet Çınarı: Mustafa Kemal'i "ATATÜRK" Yapan Uygarlık Tasarımı, CEM Yay.

8 Ocak 2019 Salı

EKŞİ SÖZLÜK (sorgu) CUMHURİYETÇİ DEMOKRATLAR 1.Demokrat Parti vs Cumhuriyetçiler Demokratlar...

EKŞİ SÖZLÜK (sorgu: 02 Ocak 2019) CUMHURİYETÇİ DEMOKRATLAR
1.Demokrat Parti vs Cumhuririyetçiler
Cumhuriyetçiler geri kafalıdır, demokratlar aydınlık yüzü temsil ederler. Türkiye de bu roller hep değişmektedir. Bunun sebebi de, Türkiye de demokrat ve cumhuriyetçi siyasetçilerin olmamasıdır. Varsa da seslerini çıkaramamalarıdır. Ayrıca liberal düşünenler vardır ki, kendilerini nereye koyacaklarını bilemezler. a.b.d nin türkiye e ithal ettiği sorundur bu. (05.07.2004-20:46 jimi the kewl) 
2. Amerika'nın kazanan hepsini goturur seklindeki politik sistemi yuzunden olusan iki parti. İkisinin de politika üretme sistemi aynıdır. Mümkün olduğunca geniş kisimlara hitap etmek. Ücuncu bir parti baslangicta orjinal ya da marjinal politikayla oy kazanmaya basladigi zaman o politikalari bir sekilde sahiplenmeye calisirlar ve ucuncu parti icin manevra alani birakmazlar. Disaridan insanin demokrat partiye daha tercih etmesi normaldir, cumhuriyetciler genellikle ic bolgelerde ve biraz guneyde (ki genelleme yapilarak buralari dini imaninda hristiyanlarin bol oldugu, muhafazakar ve xenophobic denilebilecek insanlarin yasadigi) bol oylar toplar, daha militarist ve daha at gozluguyle bakarlar olaylara. (06.07.2004-00:20, quantum computer programmer)
3. Demokratlar işsizliği düşürüp enflasyonu yükseltirler. Cumhuriyetçiler işsizliği yükseltip enflasyonu düşürürler. Hiç şaşmaz. (29.05.2006-08:24, matarama su koy)
4.  Türkiye sartlarina uygun olarakCumhuriyetçiler sagi, Demokratlar da sagi temsil eder. turkiye'de sol mu var.? (18.05.2007-21:11, guru)
5. Türkiye sartlarina uygun olarak cumhuriyetcilerin bir kismi sosyal demokratken bir kismi da demokratik sol’dur. (bk: yok aslında birbirimizden farkimiz) 18.05.2007-mat couthon 
6. Demokratlar, liberal geleneği temsil etmekle beraber, aslında avrupa'da ortanın solu olarak bilinen sosyal demokrasi çizgisine yakındır. Cumhuriyetçiler ise muhafazakar geleneğin temsilcisi olarak avrupa sağının hem milliyetçi, hem muhafazakar, hem de dindar geleneğini kendi içinde toplamış gibidir. Cumhuriyetçilerin içinde, ekonomik konulardaki serbest piyasacı geleneğe ve devletin mümkün olduğu ölçüde küçülmesini öngeren ilkelere bağlı olup, sosyal konulardaki bağnazlığını paylaşmayan, hatta bu konularda liberallerden daha da ileri olan bir kesim de mevcuttur ki bunlar da liberteryen geleneği temsil ederler ve yer yer avrupa anarşizmine yakın olan unsurları vardır.
Demokratların içinde de hem devletin sosyo-ekonomik konularda oldukça etkili olmasını savunan, güçlü sosyal devlet geleneğine bağlı, hem de devletin emperyalist politikalarına karşı görünen, avrupa sosyalizmine yakın unsurlar vardır. Genel anlamda iki partinin, popüler amerikan siyaseti içindeki çizgisine bakacak olursak, ikisi de aynı bokun kahverengisi gibidir adeta ama iki parti içinde de sağlam adamlara rastlamak mümkündür tabii. (15.01.2012-14.34, ianism) 
7. Akapeyle, Cehapenin amerikanvari versiyonlarıdır. Aynı bokun sarılarıdır. (15.01.2012-14.41, istem disi kas hareketi) 
8. Dünyanın herhangi bir yerinde bir karışıklık çıktığı vakit; Demokrat parti barış gücü askeri, Cumhuriyetçi parti ise deniz piyadesi gönderir. Aralarında pek de bir fark yoktur yani. Demokrat partiyi; tamamen barış yanlısı, liberal, özgürlükçü ve savaş karşıtı olarak tanımlamak yanlıştır. Zira Harry s. Truman denen cani de bir demokrat partilidir. Kendisi neden canidir diye sorarsanız; Bir kitap yazacak kadar malzeme çıkar sanırım. Japonya'nın atom bombası ile vurulması, soğuk savaşın başlatılması, cia'nın kurulup, muhaliflere ve abd yanlısı olmayan rejimlere karşı kullanılması hep bu herifin eseridir. Yani demem o ki; Bu herifler aynı bok. Ha cumhuriyetçi ha demokrat. Sonuçta hepsi abd emperyalizminin ve gaddarlığının yılmaz savunucular. Aradaki istisnalar da ne yazık ki bu gerçeği değiştirememiştir. (04.07.2013-01:29, punkrock1907) 
9. Petrol şirketi oyununda belli zamanlarda çıkan logodur. (04.07.2013-01:30 nynaevee) 
10. Cumhuriyetçiler chp'ye, demokratlar ise ak parti'ye birçok yönden benzetilebilir. (31.08.2015-11:25, kederli bir seyir) 
11.Müzikal açıdan da tabanlarının uyuşmaları pek mümkün gözükmüyor.
http://www.publicpolicypolling.com/...y2musicpoll.pdf (12.09.2015-11:06, sanver) 
12.Cumhuriyetçiler fil figürü ile sembolize edilir, demokratlar eşek figürü ile. (bkz: democratz) (bkz: republicans) 10.02.2016-17:07, amc.press) 
13. Bir üçüncü dördüncü parti çıkmadığı sürece formalite icabı farklı oldukları düşünülen devlet tiyatro oyun toplulukları.. (01.05.20117-01:20, siella) 
14. DP'nin ana söylemi “yeter söz milletin” olmuştur. CHP'nin jakobenizm (fransız) etkili “halka rağmen halk için”e dayalı elitist halk ideolojisine karşılık DP ancak “halka mal olmuş, inkılapları muhafaza eden” elit ve bürokratik kesimden çok, halkla daha çok diyaloğa sahip bir parti olmuştur. Milletvekillerinin özelliklerinden de görülebilir. Halkla oya dayalı ilişkisi nedeniyle de DP popülist politikaları da sık sık uygulamıştır. DP'nin varlığı oya dayandığı için popülizm ve patronaj ilişkilerine dayanmıştır. CHP'nin meşrutiyeti (tek partili zamanda) kurtuluş savaşı'na, Atatürk’e ve devletin varlığına dayandığı için halkçılık ideolojisi popülist olmamıştır. DP'nin söylemleri için “halkın gittiği yere kadar devrimci olmalı”, “halk dalkavukluğu” yakıştırmaları da yapılabilir. CHP ve DP'nin parti programları çok farklı değildir. Ancak “laikliği dinsizlik olarak algılamaz.” sözü daha sonra bazı uygulamalarda da gözükeceği gibi din konusunda Atatürk devrimlerinden bazı tavizler verme sonucunu doğuracaktır. (05.07.2017-15:52,crewer) http://www.politico.com/...d-political-cliches-072896 (bkz: democrats fall in love republicans fall in line) 08.09.2017, sanver 
15. Bu gunun durumunu az cok biliyoruz da tarihlerine baktiginizda tam tersi durumdaki partilerdir. Guney demokrattir, kuzey cumhuriyetci. bu degisim surecindeki onemli olaylar amerikan ic savasi, buyuk buhran, ve yurttaslik haklari hareketidir. ic savas oncesine gidersek amerika'da cumhuriyetci parti diye bir parti yoktur. Whig party ve demokrat parti vardir. demokrat baskan jackson'in yerli iskân yasası ile kizilderililerin evlerinden etme hareketi guneyin irkciliginin baslangici sayilir. İc savasa dogru kuzeyde baslayan kolelik karsiti hareketler whig parti icindeki bir grubun ayrilip cumhuriyetci partiyi kurmasina yol acar. lincoln baskan olur, guney bize bay bay konfederasyonu kurduk der ve ic savas cikar. savastan kuzey galip cikinca, reconstruction era da cumhuriyetci parti yavas yavas zengin agalarin partisi haline gelmistir. Bu siralarda kuzey guneyi adam etmeye calisir ama zenginler bir yandan da bastirir yeter gayri biz kazancimiza bakalim, guneyin derdi bizi yermesin diye. guneydeki siyahilere karsi irkci ve saldirgan olusumlar (kkk) bu doneme denk gelir.
Bir yandan da demokrat partideki ilerici grubun sesi yukselmeye baslar.
Aslinda iki partide de vardi bu ilericiler ama demokratlardakiler daha iyi becerir. Biri (devlet) bunlara artik dur desin, bu zenginlik boyle gitmez, biraz da halk zenginlessin gorusu o gunlere dayanmaktadir. Neyse ekonomide isler tikirinda ilerlediginden fazla aksiyon olmaz o donemde, ta ki 1920'lerin sonunda buyuk buhrana gelinceye kadar. buhrandan kurtarmak icin is basina gelen demokrat roosevelt ilericilerin devletcilik goruslerini aksiyona dokmus (new deal), federal regulasyonlari arttirmis, sosyal guvenlik kurumunu kurmus, devlet harcamalarini buyutmustur. Cumhuriyetcilerin devlet harcamalari dussun, devlet ufalsin gorusu o gunlerden beri suregelmektedir.
50-60’lardaki siyahi haklari hareketinde ipler iyice kopmus, demokrat baskan johnson'in yurttaslik haklari yasasini imzalamasiyla yavas yavas bugunku konuma gecilmistir. Zamanin demokratlari, guneyli beyazlar cumhuriyetci partiye kaymis, liberaller, siyahiler demokratlara gecmistir. Bu tarihsel degisimden oturu cumhuriyetciler demokratlara hep bok atar. Irkcilik sizden cikmadir derler, kkk'yi siz kurdunuz derler, koleligi siz savundunuz derler. ama bugune baktiginizda (ozellikle guneye) yer degistirmis iki parti vardir. gelecek ne gosterir bilinmez ama tarih tekerrurden ibarettir dendigine gore kim bilir bundan 50 yil sonra belki yine guneyli demokratlari konusacagiz.
EKŞİ SÖZLÜK (27 Aralık 2018)
https://eksisozluk.com/demokrat-parti-vs-cumhuriyetci-parti--965725?p=1